Jules Verne ( 1828 – 1905 ) Dr. Ox’un Deneyi kitabında geceleri aydınlatılacak bir kent hayali kurar. Kentin adı da kitap gibi kurmacadır: Quiguendone. 1872 yılında yayınlanan kitapta anlatılan öykü, bir bilim insanı olan Dr. Ox’un şehrin aydınlatılması için belediye başkanı ile anlaşması üzerine inşa edilir.
Kısaca geçmişten günümüze kentlerin – özellikle güvenlik nedeniyle – geceleri aydınlatılması ihtiyacı hep vardır ve hem yöneticilerin hem araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Bu konu her dönemde, o döneme ait teknoloji ve kaynaklara bağlı olarak değişiklik göstererek gelişmiştir. Tarihe düşülen kayıtlarda ilk kent aydınlatmasının Antik Çağ’da Antakya’da ortaya konduğu görülür. Ülkemizdeki bir yerin bilinen ilk kent aydınlatmasına sahne olması güzel bir tesadüf olabilir.
Ortaçağda yağ ve ahşap karışımlı malzemelerden üretilen meşaleler kullanılmıştır. Çeşitli coğrafyalarda gece sokağa çıkacak vatandaşların kendilerini göstermeleri amacıyla ellerinde meşale veya lamba taşıması mecburi kılınmış, aksi tutum sert bir şekilde cezalandırılmıştır.
2 Eylül 1667’de Paris, 24 Şubat 1687’de Viyana kentleri caddelerin ve meydanların aydınlatılması için organize olmaya başlamışlardır. Bir yıl içinde Viyana sokaklarına yerleştirilen aydınlatma armatürü sayısı 2000’dir.
19. yy. da bitkisel yağların ve petrolün kullanıma girmesi ile elde edilen aydınlatma araçları hızla çoğalmaya başlamış, 1824 yılına gelindiğinde Londra’da Imperial Continental Gas Association kurulmuştur. Şirketin amacı tüm Avrupa şehirlerini gaz tekniği ile aydınlatmaktır. İlk defa 1828’de Dresden’de kullanılacaktır.
Aydınlatma tekniği günün gelişen teknolojilerini yakından takip etmektedir. 1866 yılında Werner von Siemens tarafından bir dinamo yardımı ile üretilen elektrik akımı artık yeni aydınlatma ürünlerine ilham verecek; 1857’de Lyon, 1878’de Paris, 1882’de Nürnberg ve Berlin, 1884’de Steyr ve Timişoara birbiri ardına geceleri aydınlatılan kentler arasına gireceklerdir.
1900’lerin başında Osmanlı Devleti de konuya ilgi duyacak, 1910 yılında kurulan Dersaadet isimli gaz şirketi İstanbul’un caddelerine ve sokaklarına 3943 adet sokak lambası koyarak, bu yarışta var olduğunu gösterecektir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise ilk elektrik ile çalışan kent aydınlatması Ohio’nun Warren kentinde kullanıldığında yıl 1911’dir.
Tüm bu çabalar günümüzde salt güvenlik endişesi ile değil, kentlilerin yaşamsal faaliyetlerinin gece de sürdürülebilir kılınması içindir. Uluslararası Aydınlatma Komisyonu tarafından da benimsenen tanımıyla “Aydınlatma” çevrenin ve nesnelerin gereği gibi görülebilmesini sağlamak amacıyla kullanılan “Işık” uygulamasıdır. Kentsel aydınlatma, işlevsel ve estetik değerlerinin yanı sıra ekonomik, teknolojik ve ekolojik sorumlulukları da üstlenmelidir. Seul, 2022’ye kadar tüm aydınlatma kaynaklarını LED ile değiştirecek; Lyon, Münih ve Viyana şehirleri “Smart Together” isimli projede birlikte çalışacaklardır. Yakın bir gelecekte kentlerde kullanılacak yeni nesil aydınlatma armatürlerinin; trafik analizi, yerel hava durumu ölçümlemeleri yapabilecek wlan sistemlerini içermesi, elektrikli araçlar için şarj ünitelerinin olması, güneş enerjili fotovoltaik paneller monte edilebilmesi gibi gelişmelere açık olması beklenmektedir.
Yine önemli bir konu gece aydınlatmasının insan ve diğer yaşam formları üzerinde gözlemlenen zararlı etkilerinin azaltılması gereğidir. Örneğin bazı güve türleri ışığın cazibesine kapılıp aydınlatmaların altında adeta kapana kısılırken, bazı yarasa türleriyse ışıktan sakınır, aydınlatılmış alanları terk eder. Sadece gececi türler değil, gece göç eden kuşlar da aydınlatmadan olumsuz etkilenip yollarını değiştirmek zorunda kalır. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinde gece aydınlatmaları tasarlanırken artık yaban hayatı da göz önünde bulundurulmaktadır. Aydınlatmaların yöneldiği alan, seçilen ışığın dalga boyu ve aydınlatma zamanı gibi faktörler göz önünde bulundurularak olumsuz etkilerin en aza indirilmesi hedeflenmektedir. Dünya’nın en önemli göç yollarından biri üzerinde bulunan İstanbul’un aydınlatma ürünleri tasarlanırken ekolojik gerekliliklerin göz önünde bulundurulması elzemdir.
Dünyada yaşanan bu tartışmaların ve teknolojik gelişmelerin ışığında İstanbul için yarışmacılardan beklenen, tüm bu karmaşık sorunlara cevap üretebilecek tasarımların ortaya konmasıdır.
Çeşitli medeniyetlere mekân ve üç büyük imparatorluğa başkent olmuş İstanbul’un, 21. yy. da, çağın gereklerine uygun, gece ve gündüz yaşayan bir kent profili çizmesi kaçınılmazdır. Gündüzün aksine gece, insan eliyle tasarlanmış, aydınlatılmış bir çevre yapısı ile bu yaşamı kucaklayabilir.
İstanbul Senin – Aydınlatma Ürünleri Tasarım Yarışması; ortaya konulacak yeni ve taze fikirleriyle, kent kimliğine katkısıyla, kültür ve sanatın bir yansıması olan gece yaşamını mümkün kılma potansiyelleri ile 21. yy. da dünya kentleri arasında nitelikleriyle adından söz ettirecek İstanbul’un gelecek nesillere bırakılacak bugüne dair söylemine, ışık tutmalıdır.
Açıklanan kavramsal çerçeve ışığında beklenti İstanbul’un kimliğinin bir parçası olabilecek aydınlatma ürünlerinin tasarlanmasıdır. Bu beklentinin ürün aileleri tasarımı olarak somutlaşması tasavvur edilmiştir.
Tasarlanması beklenen ürün ailesinin 5 temel ürünü; meydan, cadde, park direk tipi aydınlatma ile bolart ve apliktir. Katener aydınlatma, ürün ailesinin temel bileşenlerinden olmamakla birlikte, yarışmacılar öneri geliştirmekte serbesttir.
Elde edilecek ürünlerin; İstanbul’un kentsel alanlarındaki parklarda, kent içindeki ve / veya çeperindeki tarihi alanlarda, yeni korularda ve ormanlık alanlarda; yalnız araç kullanımına açık olup yaya erişimi olmayan, hız sınırının yüksek olduğu ulaşım akslarında; araç ve yaya trafiğinin bir arada olduğu veya yalnızca yaya trafiğine açık yol, sokak ve meydanlarda kullanılması hedeflenmektedir. Bu ürünler, İstanbul’u dünya ölçeğinde önemli kılan Boğaziçi ve tarihi alanlarıyla birlikte İstanbul’un geniş coğrafyasının farklı niteliklerdeki yerlerinde kullanılacaktır.
Yarışmacılardan yukarıdaki veriler ışığında uygun görecekleri sayıda ürün ailesi geliştirmeleri beklenmektedir. Tasarlanacak ürün ailelerinden en az biri 5 temel ürünü barındırmalıdır.
Önerilecek ürünlerin İstanbul’un kent kimliğine sağlayacağı katkı göz önüne alınmalı, tasarımlar bu sorumluluk ile geliştirilmelidir. İstanbul’a özgü olması beklenen ürünlerin, çağın gerektirdiği ileri teknolojiye sahip olması, gerek üretim gerekse kullanım, işletme ve bakım masrafları gözetilen bir ekonomik çözüm ile ortaya konması, kentlerde karşılaşılan vandalizme karşı dirençli, öte yandan hem insan hem de diğer canlı formlarının yaşam alanlarına saygılı, günün ekolojik yaklaşımlarını önemseyen nitelikleri ile var olması beklenmektedir. Aydınlatma ürünleri ömürleri göz önüne alınarak, süreç içinde ortaya çıkabilecek teknolojik gelişmelere açık olmalıdır. Sonuç ürün tüm bu farklı parametrelere vereceği dengeli cevap oranında başarılı bulunacaktır.
Ürün / ürün ailesi için farklı boyutların uyarlanması; malzeme seçimi; aydınlatma elemanının ışık performasının jüriye aktarılması; üretim, işletme ve bakım senaryoları ile ürünün isimlendirilmesi ve benzeri konuların yarışmacı tarafından geniş bir perspektifle ele alınması beklentilerdendir.
Öneri ürün / ürün ailesi, içinde yer alacağı kentsel bağlamla ilişkilendirilerek aktarılabilir. Bu aktarım tek ürün ölçeğinden sokak, cadde, park, mahalle ölçeğine kadar farklı ölçeklerde yapılabilir.
Jüri değerlendirme sonuçlarının ilanından sonra, yukarıda yazılı ödül ve mansiyon tutarları, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 29. maddesine göre, yarışmacılara en geç 30 gün içinde net olarak ödenecektir.
Zeki KADİRBEYOĞLU, Elektrik Mühendisi, Aydınlatma Tasarımcısı (Ekip Temsilcisi)
Meriç KARA, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Mustafa AKKAYA, İç mimar ve Çevre Tasarımcısı, Aydınlatma Tasarımcısı
Ahmet GÖRSEV, Aydınlatma Tasarımcısı
Mevce ÇIRACI, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Özlem PERŞEMBE, Endüstriyel Tasarımcı (Ekip Temsilcisi)
Deniz Özgür GÖNÇ, Endüstriyel Tasarımcı
Mümtaz BADEMLİ, Elektronik Mühendisi, Aydınlatma Tasarımcısı
Duygu OKAY ARIKÖK, Mimar, Şehir ve Bölge Plancısı
Evrim Yazıcı, Makine Mühendisi
Tuğçe TELCİ, Endüstriyel Tasarım
Ece YALIM, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı (Ekip Temsilcisi)
Oğuz YALIM, İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı
Feride TOPRAK, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Ali Hilmi AKBAŞ, Makine Mühendisi
Şafak KOÇ, Elektrik Elektronik Mühendisi
Murat MEMLÜK, Peyzaj Mimarı
Tevfik BALCIOĞLU, Mimar
Kerem YAZGAN, Mimar
Nadide Ebru YAZAR, Mimar (Ekip Temsilcisi)
Zarif Utku BAŞKIR, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Seyman ÇAY, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Hayreddin Haldun BOZKURT, Mimar
Barış TAŞ, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Mustafa Emre OLUR, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı (Ekip Temsilcisi)
Sevin COŞKUN, Şehir ve Bölge Plancısı
Koray Yılmaz KAYA, Elektrik Mühendisi
Burak BIKMAZ, Makine Mühendisi
Derin SARIYER, İç Mimar (Ekip Temsilcisi)
Ceyhun AKIN, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Aziz SARIYER, Tasarımcı
Serter KARATABAN, Mimar
Murat BALABAN, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Gülin FIRAT, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Bülent DURGUN, Grafik Tasarımcı
Evren BAŞBUĞ, Mimar (Ekip Temsilcisi)
Korhan ŞİŞMAN, İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı
Başak OKAY TEKİR, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
Oğuz BODUR, Mimar
Nilay ALTINAY, İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı
Cansu ÇELİKYÜREK, Mimar
Oğuzhan ZEYTİNOĞLU, Mimar
Gülşah AYKAÇ, Mimar
A. Tamer BAŞBUĞ, Mimar
Görkem ENGİN, İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı
İbrahim TEKİR, Makine Mühendisi
Bilgehan KAYAALP, Mimar
Anıl AYDINOĞLU, Mimarlık Öğrencisi
Taha Gökalp ÇAKMAK, Mimarlık Öğrencileri
Yeliz TEZEL, İç Mimar ve Çevre Tasarımcısı
Emren ZEYTİNOĞLU, Grafik Sanatlar Öğrencisi
Pınar YAZDIÇ, Mimar
Dilşah ŞATIROĞLU, Mimar
Levent MUSLULAR, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı (Ekip Temsilcisi)
Levent MUSLULAR,
Seda ÖZEN BİLGİLİ, Mimar ve Restoratör
Kerem ASFUROĞLU, Aydınlatma Tasarımcısı
Saadet ÖZEN, Tarihçi
Sema ÖZEN TOTH, Mimar ve Restoratör
Ruth Anna FITZSIMONS, Medya Yöneticisi ve Editör